‘Çocuklarınıza göstereceÄŸiniz sevgi uykudan daha yararlı’
TUTD Yönetim Kurulu Ãœyesi Prof. Dr. Özgen, “Çocuklarınıza göstereceÄŸiniz sevgi, uykudan daha yararlıdır diye düşünüyorum.” dedi.
Türk Uyku Tıbbı DerneÄŸi (TUTD) Yönetim Kurulu Ãœyesi Prof. Dr. Fuat Özgen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukları her gün aynı saatte yatırmak yerine, aynı saatte kaldırmanın daha önemli olduÄŸunu belirterek, ataların tavsiyesine uyup “güneÅŸi üzerine doÄŸurmamak” gerektiÄŸini söyledi.
Çalışan anne ve babaların çocuklarında daha fazla uykusuzluk durumuna rastlandığını anımsatan Özgen, “Çocuklar tüm gün anne babadan ayrı, akÅŸam anne babası geliyor ve onlarla vakit geçirmek istiyor. Yemek yedi saat 20.30 oldu zaten, ondan sonra çocuklarımıza ‘haydi yat’ diyoruz ama yemek yiyen bir çocuÄŸun hemen yatırılması uygun deÄŸildir.” diye konuÅŸtu.
Özgen, ebeveynleriyle kaliteli vakit geçiren çocukların sosyal hayatının zamanla düzeleceğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ä°kinci olarak çocuklar akÅŸama kadar özledikleri ebeveynleriyle güzel bir ÅŸekilde vakit geçirmek istiyor. Çocuk için böyle bir ihtiyaç var. Ne yapacak çocuk, huysuzluk yapıp uyumamaya çalışıyor ve ebeveynlerle bir çatışma hali baÅŸlıyor. Böyle bir çatışmadan sonra çocuk uyusa bile o gerginlikte uyuduÄŸu için uyku kalitesi bozuluyor. Uyku kalitesi bozulması demek, verimli olmaması demek. Verimli olmaması demek, ertesi gün bu çocuÄŸun veya yetiÅŸkin insanın verimli çalışamaması, dersini anlayamaması demektir. DiÄŸer taraftan da geliÅŸememe, büyüyememe gibi sorunlarla karşılaşıyoruz. Çocukların erken saatte yatması çok iyi olur ama annesi, babasıyla vakit geçirmesi de çok önemlidir. Çocuk, yeter ki anne babasından sevgiyi alsın ve sevgiyi fark etsin. Çocuklarınıza göstereceÄŸiniz sevgi, uykudan daha yararlıdır diye düşünüyorum.”
Uykusunu alamayan çocukların strese girdiÄŸini vurgulayan Özgen, “Akut stres dediÄŸimiz ilk bir aylık süreçte bir kısmı tamamlanıyor, bir kısmında kiÅŸilik yapısı, daha önce yaÅŸanmış bir sürü faktöre baÄŸlı olarak uzayıp gidebiliyor. Asıl mesele burada, uykusuzluk devam ederse profesyonel yardım almaktır.” dedi.
“Ä°nternetle çocuÄŸun arasına mesafe koymak zorundayız”
Gündelik hayat koÅŸturmacasında düzenli olarak aynı saatte uyumanın mümkün olmadığını dile getiren Özgen, “Uykuya yatma saatimiz sosyal olaylardan etkilenen bir ÅŸey. Maç olur, film olur, arkadaÅŸlar gelir, biz bir yere gideriz ve misafirlere ‘Gidin ben yatacağım.’ diyemeyiz ama kalkış saatimiz görece olarak elimizdedir. Böylece uyku saatlerimizi düzenlemek elimizdedir.” ifadelerini kullandı.
Özgen, çocukların uykusu gelmediği sürece zorla yatırılmaması gerektiğini anlatarak, şöyle devam etti:
“Çocuklarımızı her gün aynı saatte kaldırırsak ve uykusu gelince yatırırsak uyuma saatinin de düzene girdiÄŸini göreceÄŸiz. ElektriÄŸin bulunmasıyla uyku süremiz, 10 saatten 8 saate inmiÅŸti. Åžimdi ise hem yetiÅŸkinlerin hem de çocukların uyku süresi 8 saatten 6 saate inmiÅŸ durumda ve bunların nedeni sosyal medya, bilgisayardır. Uykusuzluk ve uyku bozuklukları, insanoÄŸlunun yaÅŸam kalitesini ve baÅŸarısını en çok etkileyen sistemden biridir. Hemen hemen her gün bir evladımız, uyku bozukluÄŸu nedeniyle ailesi tarafından bize getiriliyor. Aileler, ‘Bu çocuk gece yatmıyor, sabah kalkmıyor. Yaz aylarında öğleye doÄŸru kalkması normal belki ama bu durum genel hayata yansıdığı zaman okula gidince verimsiz oluyor.’ diyorlar. O zaman bilgisayarla, sosyal medyayla yani internetle çocuÄŸumuzun arasına belli bir mesafe koymak zorundayız.”
“Dijital oyunları sınırlamamız lazım”
Gün içinde bellekte biriken olumsuzlukların, uyku vesilesiyle bünyeden temizlendiÄŸini anımsatan Özgen, “Uyku önemsiz olsaydı, kısacık ömrümüzde neden yaÅŸadığımız sürenin 3’te 1’i uykuda geçsin? Uykunun veya insanoÄŸlunun iÅŸleyiÅŸine baktığımız zaman gün içerisindeki zihinsel ve fiziksel aktivitelerimiz sırasında toksin diyebileceÄŸimiz birtakım maddeler birikiyor ve bunlar uykuyla atılıyor.” deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Özgen, uykunun her şeyin temizlendiği ve ertesi güne hazırlayan önemli bir alan olduğunu anlatarak, şunları söyledi:
“Uyku, sadece fiziksel olarak deÄŸil zihinsel olarak da çocuklarımızı ertesi güne hazırlayan bir ihtiyaçtır. Uykusunu saÄŸlıklı bir ÅŸekilde uyuyamayan çocuklar, okulda dikkat eksikliÄŸi ve derslerinde baÅŸarısızlık göstermeye baÅŸlar. Günümüzde çocukların eÄŸlence alanları artık teknolojiyle beraber dijital bir aleme kaymış durumda ve teknoloji ile uyku saati 6 saate doÄŸru kayıyor. Ortalamanın deÄŸiÅŸtiÄŸini görüyoruz çünkü çocuklar bilgisayarda ve telefonda sürekli oyunlar oynuyorlar. Bilgisayar programcılarının en büyük yatırım yaptığı alanlarından biri oyunlar. Neden? Çünkü insanlar oyunda çok fazla zaman geçiriyor ve maalesef bunların bir çoÄŸu bağımlılık yapıyor.
Bu nedenle akademik baÅŸarısı düşen çocuklarda artış görüyoruz. Dijital oyunları sınırlamamız lazım veya en azından belirli bir kural çerçevesinde net bir alana getirmemiz lazım. Åžu an ‘insomnia’ yani ‘uykusuzluk’ dediÄŸimiz kavramın uyku bozuklukları içinde en sık görülenidir. Zaman zaman uykusuzlukla başı derde giren neredeyse iki insandan biri uykusuzluk nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşıyor. Sosyal medya, televizyon ortamı, kronik dediÄŸimiz uykusuzluk durumunu, önümüzdeki yıllarda daha da arttıracaktır.”
Kaynak: AA